HIS Travel 'İş Seyahatleri ve Küresel Seyahat Riskleri' raporu yayınlandı
Japonya merkezli HIS’in Türkiye’de faaliyet göstermekte olan ofisi HIS Travel, COVID-19 salgınına ve ileride oluşacak diğer risklere dikkat çeken bir rapor hazırladı.
Satış, pazarlama, fuarcılık, saha çalışmaları gibi birçok etkeni içinde barındıran turizm faaliyetlerine ara verilmesi, iş seyahati yapan çalışanları ve şirketleri de etkilemiş durumda. Yaşanan virüs salgını ile birlikte diğer risk faktörlerinin de hala süregeldiğinin altını çizen HIS Travel, bu kapsamda ‘İş Seyahatleri ve Küresel Seyahat Riskleri’ başlıklı bir değerlendirme raporu hazırladı
Sık sık seyahat eden kurumsal şirketlerin gelecekteki iş seyahatlerinin nasıl şekilleneceğine dair yol haritası bulunan Turizm sektörünün global markalarından olan HIS Travel’ın raporu, dünyanın birçok ülkesinde yaşanan COVID-19 salgını ile birlikte en çok etkilenen sektörlerden biri olan turizm, beraberinde uluslararası ve lokal tüm şirketlerin faaliyetlerini de yakından ilgilendiriyor.
.
Seyahat ve turizm algısı yeniden şekilleniyor
COVID-19 sonrası iş seyahatleri ve seyahat edenleri bekleyen riskler gibi etkileyici başlıkları içeren raporda, risk yönetiminin şirketler için ne kadar önemli olduğu vurgulanıyor.
Tüm dengeleri bir anda değiştiren ve her sektörden çalışanı etkileyen küresel salgın sonrasında da risk faktörlerinin devam edeceğini ve tüm bu risk faktörleri için şimdiden ön görülü olmanın önemli olduğunu belirten raporda önlemler almanın, bütünsel bir yaklaşım oluşturmanın ve seyahat hizmetlerinin proaktif bir yaklaşım sergilemesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Dünyanın birçok ülkesinde, birbirinden başarılı şirketlerin bu başarılarını ve müşteriye ulaşabilmelerini ‘iş seyahatine’ bağladıklarını gösteren raporda, turizm sektörünün önemli bir paydası olan kurumsal (iş) seyahatlere olan yaklaşım ve gelecekteki ön görüler de bu kapsamda ele alınıyor. Sürekli seyahat halinde olan ve toplantı organizasyonları, seminer, konferans, eğitim, bayii ve tanıtım gezileri, özel etkinlikler gibi seyahat etmeyi gerektiren tüm faktörlerde şu anda olan ve ileride oluşmaya devam edecek riskleri göz önüne seren raporda, riskin türü dikkate alınarak strateji uygulanmasına ve buna göre bir yönetim planı oluşturulmasına dikkat çekiliyor.
Salgın sonrası iş seyahati planlayanları bekleyen riskler
Salgın sonrası normalleşme adımlarının atıldığı, ülkelerin birbirlerine kapılarını açtığı ve uluslararası uçuşların başladığı şu günlerde şirketlerin bir sonraki adım için ele alması gereken konulardan biri de iş seyahatleri olacak. Peki salgın salgın sonrası iş dünyasını iş seyahatleri özelinde bekleyen riskler neler?
1.Ekonomik riskler
Seyahat risklerini doğuran temel öğelerden biri ekonomik riskler oluyor. Zorlu ekonomik süreçler, şirketlere ve seyahat süreçlerine doğrudan etki ediyor. Ekonomistlerin paylaştığı tabloya bakıldığında küresel büyüme 2018’de yüzde 3,2’den 2019’da yüzde 2,6’ya düştü ve ekonomistler, 2009’dan bu yana en zayıf performansı olan 2020’de yüzde 2,3’e kadar yavaşlamasını bekliyor. Ticaret rekabetleri, ekonomik riskleri oluşturan diğer bir faktör olarak öne çıkıyor. Küresel ticaret rekabeti seyahatlerdeki büyük risklerden biri oluyor. Covid-19 artık açıkça en büyük tehdittir ve 2008/2009 küresel mali krizinden bu yana küresel ekonomiyi benzer bir durgunluğa itebilir.
2. Jeopolitik riskler
Seyahat edenleri bekleyen risklerden biri de evvelden başlayan ve gelecekte de devam edecek olan jeopolitik riskler oluyor. Jepolitik risklerin yoğun olarak görüldüğü bölgeler (Orta Doğu, Afrika…) önümüzdeki yıllarda da seyahat süreçlerinde ihtimam gösterilecek bölgeler olmaya devam edecek. International S.O.S tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçları, iş seyahati profesyonellerinin yarısından fazlasını bekleyen jeopolitik tehditlerin 2020’de 2019’a oranla artış göstereceği ortaya konuyor.
3. Sağlık ve güvenlik riskleri
Covid-19, hastalık riskini tekrar gündeme taşıdı. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, ölümle sonuçlanan büyük salgınlar artık “yeni normal” arasına girecek. İklim değişikliği, yağmur ormanlarının tükenmesi, nüfus artışı, terör, eylemler ve protestolar; sarı humma, ebola ve kolera gibi salgın hastalıklar ile son olarak Covid-19, yeni dünya düzeninde devam edecek seyahat riskleri olarak görülüyor. Avrupa ve Kuzey Amerika’daki düşük aşılama oranları, gezginlerin bir zamanlar kontrol altında kabul edilen kızamık, kabakulak ve kızamıkçık gibi hastalıklarla seyahat ettikleri her yerde mücadele etmeleri gerektiğini de gösteriyor. 2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü, kızamık endemiklerine maruz kalan Avrupa ülkeleri arasında Belçika, Fransa, Almanya ve İtalya’yı listelemiştir. 2019 yılında ise Pasifik adası Samoa, kızamık salgınıyla ilgili 60’tan fazla ölümün ardından olağanüstü hal ilan etmiştir. Bu tabloya göre iş seyahati yapan çalışan gezginler, bilindik yerlere seyahat ederken bile riskleri anlamalı ve sağlık uyarılarını kontrol etmelidir.
4. Dolandırıcılık ve siber saldırılar
Seyahat öncesinde ve sonrasında meydana gelen dolandırıcılık riskleri, dünyanın her yerinde artış göstermekte. GBTA ve AirPlus International tarafından yapılan araştırma, 2019 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun olarak iş seyahati yapan çalışan gezginlerin 68’inin, 2019 yılından öncesine göre çok daha büyük bir tehditle karşı karşıya olduklarını ortaya koyuyor. Başta veri ihlalleri olmak üzere dolandırıcılık ile ilgili riskler, şirketleri güç bir duruma düşürebiliyor. Kredi kartı işlemleri, güvenlik sertifikasyonu olmayan internet siteleri hem ekstra maliyet sonuçlarını doğuruyor hem de zaman kaybı ve psikolojik olumsuzlukları meydana getiriyor.
5. Çevresel riskler
Dünya Ekonomik Forumu’nun uyarılarına göre seyahatlerde risk oluşturacak önemli faktörler arasında, iklim değişikliğini de kapsayan çevresel riskler bulunuyor. Değişken hava koşulları, buzulların erimesi, kuraklık, sel felaketleri, diğer doğal afetler ve çevrenin korunamaması ile meydana çıkan bulaşıcı hastalıklar görülmeye devam edecek. Bu şüphesiz Covid-19 koronavirüs salgını ile değişim gösterecektir. Salgının yayılımı bittiğinde çevresel riskler uzun vadeli olarak tekrar dikkat edilmesi gereken ana konulardan biri olacaktır
Gençlerin daha fazla yurt dışı seyahati yapması fikriyle 1980 yılında Hideo Sawada tarafından kurulan HIS, Japonya’da tur seyahatinin popüler olduğu bir dönemde seyahati ve tatili farklılaştırdı. Ucuz uçak biletleri satarak daha fazla seyahat severin kişisel seyahatine kapı açan HIS, günümüzde dünyanın en büyük 10 seyahat operatöründen biri konumunda. 70’ten fazla ülkede 500’den fazla ofisi ve 18.000’den fazla çalışanı ile turizmde geleceği şekillendiren şirketin 2005 senesinde açılan ofisi HIS Travel ise, dünyadaki tüm HIS ofisleri arasında en başarılı ofis olarak öne çıkıyor. HIS Travel, yaklaşık 150 çalışanı ile kurumsal seyahat, etkinlik ve ihtiyaçlarını, hayallere en uygun biçimde gerçekleştiriyor.
Japonya merkezli HIS’in Türkiye’de faaliyet göstermekte olan ofisi HIS Travel, COVID-19 salgınına ve ileride oluşacak diğer risklere dikkat çeken bir rapor hazırladı.
Satış, pazarlama, fuarcılık, saha çalışmaları gibi birçok etkeni içinde barındıran turizm faaliyetlerine ara verilmesi, iş seyahati yapan çalışanları ve şirketleri de etkilemiş durumda. Yaşanan virüs salgını ile birlikte diğer risk faktörlerinin de hala süregeldiğinin altını çizen HIS Travel, bu kapsamda ‘İş Seyahatleri ve Küresel Seyahat Riskleri’ başlıklı bir değerlendirme raporu hazırladı
Sık sık seyahat eden kurumsal şirketlerin gelecekteki iş seyahatlerinin nasıl şekilleneceğine dair yol haritası bulunan Turizm sektörünün global markalarından olan HIS Travel’ın raporu, dünyanın birçok ülkesinde yaşanan COVID-19 salgını ile birlikte en çok etkilenen sektörlerden biri olan turizm, beraberinde uluslararası ve lokal tüm şirketlerin faaliyetlerini de yakından ilgilendiriyor.
.
Seyahat ve turizm algısı yeniden şekilleniyor
COVID-19 sonrası iş seyahatleri ve seyahat edenleri bekleyen riskler gibi etkileyici başlıkları içeren raporda, risk yönetiminin şirketler için ne kadar önemli olduğu vurgulanıyor.
Tüm dengeleri bir anda değiştiren ve her sektörden çalışanı etkileyen küresel salgın sonrasında da risk faktörlerinin devam edeceğini ve tüm bu risk faktörleri için şimdiden ön görülü olmanın önemli olduğunu belirten raporda önlemler almanın, bütünsel bir yaklaşım oluşturmanın ve seyahat hizmetlerinin proaktif bir yaklaşım sergilemesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Dünyanın birçok ülkesinde, birbirinden başarılı şirketlerin bu başarılarını ve müşteriye ulaşabilmelerini ‘iş seyahatine’ bağladıklarını gösteren raporda, turizm sektörünün önemli bir paydası olan kurumsal (iş) seyahatlere olan yaklaşım ve gelecekteki ön görüler de bu kapsamda ele alınıyor. Sürekli seyahat halinde olan ve toplantı organizasyonları, seminer, konferans, eğitim, bayii ve tanıtım gezileri, özel etkinlikler gibi seyahat etmeyi gerektiren tüm faktörlerde şu anda olan ve ileride oluşmaya devam edecek riskleri göz önüne seren raporda, riskin türü dikkate alınarak strateji uygulanmasına ve buna göre bir yönetim planı oluşturulmasına dikkat çekiliyor.
Salgın sonrası iş seyahati planlayanları bekleyen riskler
Salgın sonrası normalleşme adımlarının atıldığı, ülkelerin birbirlerine kapılarını açtığı ve uluslararası uçuşların başladığı şu günlerde şirketlerin bir sonraki adım için ele alması gereken konulardan biri de iş seyahatleri olacak. Peki salgın salgın sonrası iş dünyasını iş seyahatleri özelinde bekleyen riskler neler?
1.Ekonomik riskler
Seyahat risklerini doğuran temel öğelerden biri ekonomik riskler oluyor. Zorlu ekonomik süreçler, şirketlere ve seyahat süreçlerine doğrudan etki ediyor. Ekonomistlerin paylaştığı tabloya bakıldığında küresel büyüme 2018’de yüzde 3,2’den 2019’da yüzde 2,6’ya düştü ve ekonomistler, 2009’dan bu yana en zayıf performansı olan 2020’de yüzde 2,3’e kadar yavaşlamasını bekliyor. Ticaret rekabetleri, ekonomik riskleri oluşturan diğer bir faktör olarak öne çıkıyor. Küresel ticaret rekabeti seyahatlerdeki büyük risklerden biri oluyor. Covid-19 artık açıkça en büyük tehdittir ve 2008/2009 küresel mali krizinden bu yana küresel ekonomiyi benzer bir durgunluğa itebilir.
2. Jeopolitik riskler
Seyahat edenleri bekleyen risklerden biri de evvelden başlayan ve gelecekte de devam edecek olan jeopolitik riskler oluyor. Jepolitik risklerin yoğun olarak görüldüğü bölgeler (Orta Doğu, Afrika…) önümüzdeki yıllarda da seyahat süreçlerinde ihtimam gösterilecek bölgeler olmaya devam edecek. International S.O.S tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçları, iş seyahati profesyonellerinin yarısından fazlasını bekleyen jeopolitik tehditlerin 2020’de 2019’a oranla artış göstereceği ortaya konuyor.
3. Sağlık ve güvenlik riskleri
Covid-19, hastalık riskini tekrar gündeme taşıdı. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, ölümle sonuçlanan büyük salgınlar artık “yeni normal” arasına girecek. İklim değişikliği, yağmur ormanlarının tükenmesi, nüfus artışı, terör, eylemler ve protestolar; sarı humma, ebola ve kolera gibi salgın hastalıklar ile son olarak Covid-19, yeni dünya düzeninde devam edecek seyahat riskleri olarak görülüyor. Avrupa ve Kuzey Amerika’daki düşük aşılama oranları, gezginlerin bir zamanlar kontrol altında kabul edilen kızamık, kabakulak ve kızamıkçık gibi hastalıklarla seyahat ettikleri her yerde mücadele etmeleri gerektiğini de gösteriyor. 2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü, kızamık endemiklerine maruz kalan Avrupa ülkeleri arasında Belçika, Fransa, Almanya ve İtalya’yı listelemiştir. 2019 yılında ise Pasifik adası Samoa, kızamık salgınıyla ilgili 60’tan fazla ölümün ardından olağanüstü hal ilan etmiştir. Bu tabloya göre iş seyahati yapan çalışan gezginler, bilindik yerlere seyahat ederken bile riskleri anlamalı ve sağlık uyarılarını kontrol etmelidir.
4. Dolandırıcılık ve siber saldırılar
Seyahat öncesinde ve sonrasında meydana gelen dolandırıcılık riskleri, dünyanın her yerinde artış göstermekte. GBTA ve AirPlus International tarafından yapılan araştırma, 2019 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun olarak iş seyahati yapan çalışan gezginlerin 68’inin, 2019 yılından öncesine göre çok daha büyük bir tehditle karşı karşıya olduklarını ortaya koyuyor. Başta veri ihlalleri olmak üzere dolandırıcılık ile ilgili riskler, şirketleri güç bir duruma düşürebiliyor. Kredi kartı işlemleri, güvenlik sertifikasyonu olmayan internet siteleri hem ekstra maliyet sonuçlarını doğuruyor hem de zaman kaybı ve psikolojik olumsuzlukları meydana getiriyor.
5. Çevresel riskler
Dünya Ekonomik Forumu’nun uyarılarına göre seyahatlerde risk oluşturacak önemli faktörler arasında, iklim değişikliğini de kapsayan çevresel riskler bulunuyor. Değişken hava koşulları, buzulların erimesi, kuraklık, sel felaketleri, diğer doğal afetler ve çevrenin korunamaması ile meydana çıkan bulaşıcı hastalıklar görülmeye devam edecek. Bu şüphesiz Covid-19 koronavirüs salgını ile değişim gösterecektir. Salgının yayılımı bittiğinde çevresel riskler uzun vadeli olarak tekrar dikkat edilmesi gereken ana konulardan biri olacaktır
Gençlerin daha fazla yurt dışı seyahati yapması fikriyle 1980 yılında Hideo Sawada tarafından kurulan HIS, Japonya’da tur seyahatinin popüler olduğu bir dönemde seyahati ve tatili farklılaştırdı. Ucuz uçak biletleri satarak daha fazla seyahat severin kişisel seyahatine kapı açan HIS, günümüzde dünyanın en büyük 10 seyahat operatöründen biri konumunda. 70’ten fazla ülkede 500’den fazla ofisi ve 18.000’den fazla çalışanı ile turizmde geleceği şekillendiren şirketin 2005 senesinde açılan ofisi HIS Travel ise, dünyadaki tüm HIS ofisleri arasında en başarılı ofis olarak öne çıkıyor. HIS Travel, yaklaşık 150 çalışanı ile kurumsal seyahat, etkinlik ve ihtiyaçlarını, hayallere en uygun biçimde gerçekleştiriyor.