Tarihteki en büyük nükleer faciaya sahne olan Çernobil'de bulunan 4. reaktörün kontrol odası turizme açıldı. Yaşanan faciadan 33 yıl sonra kapıları turizme açılan odanın ilk ziyaretçileri gazeteciler olurken fotoğraflarda kontrol odasının ekran ve kumanda düğmelerinin bulunduğu panellerin hala durduğu görülüyor.
Merkez üssü ve özellikle yoğun radyasyonun bulunduğu konrol odası dışındaki bazı noktaları, 2011'den bu yana ziyarete açık bulunan Çernobil Nükleer Santrali, kara turizm olarak anılan seyahatlere artan küresel ilginin bir sonucu olarak turistlerin ziyaretine açıldı.
Televizyonlarda yayınlanan Chernobyl ile birlikte popülaritesi de katlanarak artan Çernobil'i 85 bini aşkın kişinin ziyaret ettiği aktarılıyor. Ziyaretçiler terk edilmiş Pripyat kentinin yıkık binalarını ve dönme dolabını görebiliyordu.
Son olarak, 26 Nisan 1986'da mühendislerin faciaya neden olan güvenlik testini gerçekleştirdikleri kontrol odası da ziyarete açılırken korkusuz gezginlerin dünyanın en büyük nükleer faciasının yaşandığı kontrol odasına girere eşsiz bir deneyim yaşayabiliyorlar. Ünlü Reaktör 4'teki yüksek radyoaktif alana girmeye cesareti olan gezginlere koruyucu kıyafetler, kask ve maskeler veriliyor.
Ancak ziyaretçiler kontrol odasında doğal ortamdan 40 bin kat daha fazla radyasyon içermesinden dolayı sadece birkaç dakika kalabiliyor. Çernobil Nükleer Santrali içinde halen 200 ton radyoaktif yakıt bulunduğu tahmin ediliyor.
Geçtğimiz aylarda “Çernobil, Ukrayna markasının olumsuz bir parçasıydı. Bunu değiştirmenin vakti geldi" şeklinde açıklamalarda bulunan Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy ''Turistler için yeşil bir koridor yaratacağız. Çernobil bu dünyada insan yapımı büyük bir felaketten sonra doğanın yeniden doğduğu eşsiz bir yer. Burayı tüm dünyaya göstermeliyiz. Bilim insanlarına, ekolojistlere, tarihçilere ve turistlere..."
Ancak bazı görüşlere göre tesisin turizme açılması çok tehlikeli. Çünkü ziyaretçilerin radyasyonun hem kurbanı, hem de kaynağı haline gelmesi riski bulunuyor.
Merkez üssü ve özellikle yoğun radyasyonun bulunduğu konrol odası dışındaki bazı noktaları, 2011'den bu yana ziyarete açık bulunan Çernobil Nükleer Santrali, kara turizm olarak anılan seyahatlere artan küresel ilginin bir sonucu olarak turistlerin ziyaretine açıldı.
Televizyonlarda yayınlanan Chernobyl ile birlikte popülaritesi de katlanarak artan Çernobil'i 85 bini aşkın kişinin ziyaret ettiği aktarılıyor. Ziyaretçiler terk edilmiş Pripyat kentinin yıkık binalarını ve dönme dolabını görebiliyordu.
Son olarak, 26 Nisan 1986'da mühendislerin faciaya neden olan güvenlik testini gerçekleştirdikleri kontrol odası da ziyarete açılırken korkusuz gezginlerin dünyanın en büyük nükleer faciasının yaşandığı kontrol odasına girere eşsiz bir deneyim yaşayabiliyorlar. Ünlü Reaktör 4'teki yüksek radyoaktif alana girmeye cesareti olan gezginlere koruyucu kıyafetler, kask ve maskeler veriliyor.
Ancak ziyaretçiler kontrol odasında doğal ortamdan 40 bin kat daha fazla radyasyon içermesinden dolayı sadece birkaç dakika kalabiliyor. Çernobil Nükleer Santrali içinde halen 200 ton radyoaktif yakıt bulunduğu tahmin ediliyor.
Geçtğimiz aylarda “Çernobil, Ukrayna markasının olumsuz bir parçasıydı. Bunu değiştirmenin vakti geldi" şeklinde açıklamalarda bulunan Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy ''Turistler için yeşil bir koridor yaratacağız. Çernobil bu dünyada insan yapımı büyük bir felaketten sonra doğanın yeniden doğduğu eşsiz bir yer. Burayı tüm dünyaya göstermeliyiz. Bilim insanlarına, ekolojistlere, tarihçilere ve turistlere..."
Ancak bazı görüşlere göre tesisin turizme açılması çok tehlikeli. Çünkü ziyaretçilerin radyasyonun hem kurbanı, hem de kaynağı haline gelmesi riski bulunuyor.