Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından Bakan Ersoy ve Doguzova Türkiye ile Rusya arasında ortak turizm eylem planı için imza attı.
Pandemi koşullarında turizm trafiğinin tekrar açıldığını belirten Bakan Ersoy özellikle Rusya ve Türkiye arasındaki hava trafiği ve turist trafiğinin de çok yoğun bir şekilde başladığını hem pandemi öncesinde hem de pandemi sonrasında bundan sonra devam edecek rutin toplantıların olduğunu belirtti. Rusya halk sağlığı komisyonundan üyeler ve aynı şekilde turist güvenliği ile ilgili iki ülke arasında yapılan toplantılarda karşılaşılan sorunların tespitinin yapıldığını belirten Bakan Ersoy şunları söyledi:
''Sorunlara nasıl müdahale edeceğimiz, nasıl iyileştirilebileceği konusunda fikir terakkilerinde bulunuyoruz. İlgili teknik kurumlarımız toplantılarını yaptı. Tespitlerde bulunduk, neleri iyileştirmemiz gerekli, neler yapabilir konusunda mutabık kaldık. Hızlı bir şekilde herkes üzerine düşeni yapacak. Sevindirici olan her geçen gün hızlı bir şekilde tartışacak konuların azalıyor olması ve sorunların çok hızlı bir şekilde çözülüyor olması. Ağustos sonu itibarıyla 2 buçuk milyonu geçti ama yıl sonu itibarıyla 4 milyondan fazla Rus misafiri ülkemizde ağırlayacağız gibi gözüküyor. Rusya geçen sene olduğu gibi bu sene de Türkiye'ye en fazla misafir veren ülke olarak birinci sırada yer alıyor.''
Rusya turizm ajansı Başkanı Doguzova ile yaptıkları ikili görüşmeler sonunda güvenli turizm sertifikası gibi çalışmaların ne kadar önemli olduğunu gördüklerini ifade eden Bakan Ersoy, şöyle devam etti: ''Biliyorsunuz Turizm Teşvik Kanunu ile bu sertifikasyon programı kanunla kalıcı hale getirildi. Pandemiden sonra da hijyenle ilgili kurallar, yapılması gerekenler, denetimler artık hayatımızın bir parçası olacak. Zaten hijyenin ne kadar önemli olduğunu da pandemi koşulları tüm dünyaya öğretti. Artık turistler seyahat edecekleri ülkelerdeki konaklayacakları tesisleri yemek yiyecekleri üniteleri seçerken de bu tarz sertifikasyonlara, denetimlere tabii olup olmadığını görmek istiyorlar. Bu açıdan da bu tarz kuralların artık kalıcı olarak hayatımıza yerleşmesi gerekiyor. Türkiye bunu başarıyla uyguladı şu ana kadar. Bundan sonra da gelişmelere göre gerekli düzenlemeleri yaparak, hayatımızın bir parçası olmasını sağlayacağız.''
Pandemi koşullarında turizm trafiğinin tekrar açıldığını belirten Bakan Ersoy özellikle Rusya ve Türkiye arasındaki hava trafiği ve turist trafiğinin de çok yoğun bir şekilde başladığını hem pandemi öncesinde hem de pandemi sonrasında bundan sonra devam edecek rutin toplantıların olduğunu belirtti. Rusya halk sağlığı komisyonundan üyeler ve aynı şekilde turist güvenliği ile ilgili iki ülke arasında yapılan toplantılarda karşılaşılan sorunların tespitinin yapıldığını belirten Bakan Ersoy şunları söyledi:
''Sorunlara nasıl müdahale edeceğimiz, nasıl iyileştirilebileceği konusunda fikir terakkilerinde bulunuyoruz. İlgili teknik kurumlarımız toplantılarını yaptı. Tespitlerde bulunduk, neleri iyileştirmemiz gerekli, neler yapabilir konusunda mutabık kaldık. Hızlı bir şekilde herkes üzerine düşeni yapacak. Sevindirici olan her geçen gün hızlı bir şekilde tartışacak konuların azalıyor olması ve sorunların çok hızlı bir şekilde çözülüyor olması. Ağustos sonu itibarıyla 2 buçuk milyonu geçti ama yıl sonu itibarıyla 4 milyondan fazla Rus misafiri ülkemizde ağırlayacağız gibi gözüküyor. Rusya geçen sene olduğu gibi bu sene de Türkiye'ye en fazla misafir veren ülke olarak birinci sırada yer alıyor.''
Rusya turizm ajansı Başkanı Doguzova ile yaptıkları ikili görüşmeler sonunda güvenli turizm sertifikası gibi çalışmaların ne kadar önemli olduğunu gördüklerini ifade eden Bakan Ersoy, şöyle devam etti: ''Biliyorsunuz Turizm Teşvik Kanunu ile bu sertifikasyon programı kanunla kalıcı hale getirildi. Pandemiden sonra da hijyenle ilgili kurallar, yapılması gerekenler, denetimler artık hayatımızın bir parçası olacak. Zaten hijyenin ne kadar önemli olduğunu da pandemi koşulları tüm dünyaya öğretti. Artık turistler seyahat edecekleri ülkelerdeki konaklayacakları tesisleri yemek yiyecekleri üniteleri seçerken de bu tarz sertifikasyonlara, denetimlere tabii olup olmadığını görmek istiyorlar. Bu açıdan da bu tarz kuralların artık kalıcı olarak hayatımıza yerleşmesi gerekiyor. Türkiye bunu başarıyla uyguladı şu ana kadar. Bundan sonra da gelişmelere göre gerekli düzenlemeleri yaparak, hayatımızın bir parçası olmasını sağlayacağız.''