Turizm Geliştirme Ajansı'nın salgın sürecinde kritik rol aldığını, ajansın çalışanlarının tamamen profesyonellerden oluştuğunu ve denetim mekanizmalarını çok iyi kurduklarını belirten bakan ersoy sertifikasyonu sağlayacak firmaları akredite ettiklerini aylar sonra diğer ülkelerin de bu sisteme geçmeye çalıştığını ancak Türkiye kadar başarılı olamadıklarını söyledi.
Oldukça başarılı olan sertifikasyon programının sekötrde kalıcı olması için Kanun'da düzenlemelerin yapıldığını ve pandemi ile birlikte hijyenin ön plana geldiğine vurgu yapan Bakan Ersoy hijyenle ilgili denetimlerle ilgili birçok kuralın kalıcı olması gerektiğini, sürdürülebilir turizm ve yeşil sertifikanın birkaç yıla yayılarak sektörün buna hazır hale getirilmesi gerektiğini kaydetti. Yaptıkları çalışmaların dünyaya örnek gösterileceğine vurgu yapan Bakan Ersoy şöyle devam etti:
''Siz bu yatırımları zamanında yapmazsanız bedelleri dolaylı şekilde ödeyeceksiniz. Birçok yaptırımlar getirecekler. Hızlı bir şekilde hareket etmemiz gerek. Şu anda tesislerimizin belli bir kısmı buna hazır, belli kısmını da hazır hale getireceğiz. Bir finansman gerekiyorsa onu da Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile paket olarak hazırlarız. 2019'da iyi bir yıl geçirdik. Yaklaşık 51.7 milyon turist almıştık. Pandemi ile birlikte turist sayımız 16 milyona indi. Dünya ortalama yüzde 80 küçülürken, bizde yüzde 68'e varan bir küçülme ile karşılaştık. 2020'de 29 milyon turist 24 milyar gelire geldi. 2022 yılı için 35 milyar dolar turizm gelir hedefimiz var.''
22 ülkede televizyon tanıtımı yapıldığını ve THY'nin uçtuğu her yeri destinasyon olarak kabul ederek her noktaya konsantre olduklarını kaydeden bakan Ersoy Omciron mutasyonunu atlattıktan sonra rezervasyonların artacağını düşündüğünü belireterek şöyle devam etti:
''Geçen seneye göre erken rezervasyonda yüzde 65 civarında artış var. 2.5 milyon İngiliz turist bekliyoruz. Artık bütün dünyayı hedef pazar haline getirdik. Birçok hedef ürünlerimiz var. Sağlık turizmi için kalanların süreleri uzun. Doğal olarak harcama tutarları da yüksek oluyor ve yanlarında refakatçı da getiriyor. Bunlara baktığımız zaman sağlık turizminin hayati önemi var. Sağlık turizminden yüzde 10 pay alma hedefimiz var. Vaka sayıları çok oldu ama kimseyi koridorda bırakmadık, herkesin tedavisini üstlendik. Kriz yaşamadan geçiren yegane ülkelerden biri Türkiye. Bu da bizim için olumlu bir tanıtım oldu. Türkiye'nin yatırım iştahı da var potansiyeli de var.''
Misafirin istediği, tercih ettiği ürün haline gelinmesi durumunda tur operatörlüğünün kime geçtiğinin önemli olmadığını söyleyen Bakan Ersoy Turizm Geliştirme Ajansı'nın markalaşma yolunda önemli rolde olduğunu beliretek şunları söyledi:
''Türkiye'nin turizm potansiyeli çok fazla. İlk kez belli bir hedef doğrultusunda programlanıyor, stratejiler belirleniyor. Cumhurbaşkanımız turizmi stratejik sektör olarak ilan etmişti. Hedefe gitmek için ne gerekiyorsa adım adım atılıyor. Kural çok büyük bir etken gibi gözüküyor ama öyle değil. Biz kişi başı gelirimizi de artırmak istiyoruz ama markalaşarak hak ettiğimiz yere de gelmeye çalışıyoruz.''
Yanan orman arazilerini Anayasa koruyor
Yanlış yapılan orman tahsisi olmadığına vurgu yapan Bakan Ersoy şunları söyledi: ''Gösterin diyoruz yok. Bir tane Bodrum Güvercinlik'te örnek gösteriyorlar o da doğru örnek değil. 10 yıl önce tahsisi yapılmış. Yatırım yapılabilir statüye yangından 10 yıl önce geçirilmiş. Mahkemeler olduğu için inşaat gecikmiş. Yanan yer de şu an o otelin yapıldığı yer değil, yandaki araziymiş.''
Otellerin yanlış değerlemesi konusunda da açıklamalarda bulunan Bakan Ersoy şöyle devam etti:
''Bankacılar ile konuştum. Bankacı değerlemek istedikten sonra istediği gibi değerler. O eğer biraz bankacının elinde. Bir düzenleme değişiklik istiyorlar o değişikliği de Hazine ve Maliye Bakanlığı ile görüştük ama yapmak istese o değerlemeyi yapar. Ciddi finansman yapan birçok banka aslında sektör ortalamaların altında olduğunu görüyor buradaki batık kredilerin. Bu batık kredileri incelediğiniz zaman yarısından fazlasının da sektör dışı sebeplerle battığını göreceksiniz.''
Oldukça başarılı olan sertifikasyon programının sekötrde kalıcı olması için Kanun'da düzenlemelerin yapıldığını ve pandemi ile birlikte hijyenin ön plana geldiğine vurgu yapan Bakan Ersoy hijyenle ilgili denetimlerle ilgili birçok kuralın kalıcı olması gerektiğini, sürdürülebilir turizm ve yeşil sertifikanın birkaç yıla yayılarak sektörün buna hazır hale getirilmesi gerektiğini kaydetti. Yaptıkları çalışmaların dünyaya örnek gösterileceğine vurgu yapan Bakan Ersoy şöyle devam etti:
''Siz bu yatırımları zamanında yapmazsanız bedelleri dolaylı şekilde ödeyeceksiniz. Birçok yaptırımlar getirecekler. Hızlı bir şekilde hareket etmemiz gerek. Şu anda tesislerimizin belli bir kısmı buna hazır, belli kısmını da hazır hale getireceğiz. Bir finansman gerekiyorsa onu da Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile paket olarak hazırlarız. 2019'da iyi bir yıl geçirdik. Yaklaşık 51.7 milyon turist almıştık. Pandemi ile birlikte turist sayımız 16 milyona indi. Dünya ortalama yüzde 80 küçülürken, bizde yüzde 68'e varan bir küçülme ile karşılaştık. 2020'de 29 milyon turist 24 milyar gelire geldi. 2022 yılı için 35 milyar dolar turizm gelir hedefimiz var.''
22 ülkede televizyon tanıtımı yapıldığını ve THY'nin uçtuğu her yeri destinasyon olarak kabul ederek her noktaya konsantre olduklarını kaydeden bakan Ersoy Omciron mutasyonunu atlattıktan sonra rezervasyonların artacağını düşündüğünü belireterek şöyle devam etti:
''Geçen seneye göre erken rezervasyonda yüzde 65 civarında artış var. 2.5 milyon İngiliz turist bekliyoruz. Artık bütün dünyayı hedef pazar haline getirdik. Birçok hedef ürünlerimiz var. Sağlık turizmi için kalanların süreleri uzun. Doğal olarak harcama tutarları da yüksek oluyor ve yanlarında refakatçı da getiriyor. Bunlara baktığımız zaman sağlık turizminin hayati önemi var. Sağlık turizminden yüzde 10 pay alma hedefimiz var. Vaka sayıları çok oldu ama kimseyi koridorda bırakmadık, herkesin tedavisini üstlendik. Kriz yaşamadan geçiren yegane ülkelerden biri Türkiye. Bu da bizim için olumlu bir tanıtım oldu. Türkiye'nin yatırım iştahı da var potansiyeli de var.''
Misafirin istediği, tercih ettiği ürün haline gelinmesi durumunda tur operatörlüğünün kime geçtiğinin önemli olmadığını söyleyen Bakan Ersoy Turizm Geliştirme Ajansı'nın markalaşma yolunda önemli rolde olduğunu beliretek şunları söyledi:
''Türkiye'nin turizm potansiyeli çok fazla. İlk kez belli bir hedef doğrultusunda programlanıyor, stratejiler belirleniyor. Cumhurbaşkanımız turizmi stratejik sektör olarak ilan etmişti. Hedefe gitmek için ne gerekiyorsa adım adım atılıyor. Kural çok büyük bir etken gibi gözüküyor ama öyle değil. Biz kişi başı gelirimizi de artırmak istiyoruz ama markalaşarak hak ettiğimiz yere de gelmeye çalışıyoruz.''
Yanan orman arazilerini Anayasa koruyor
Yanlış yapılan orman tahsisi olmadığına vurgu yapan Bakan Ersoy şunları söyledi: ''Gösterin diyoruz yok. Bir tane Bodrum Güvercinlik'te örnek gösteriyorlar o da doğru örnek değil. 10 yıl önce tahsisi yapılmış. Yatırım yapılabilir statüye yangından 10 yıl önce geçirilmiş. Mahkemeler olduğu için inşaat gecikmiş. Yanan yer de şu an o otelin yapıldığı yer değil, yandaki araziymiş.''
Otellerin yanlış değerlemesi konusunda da açıklamalarda bulunan Bakan Ersoy şöyle devam etti:
''Bankacılar ile konuştum. Bankacı değerlemek istedikten sonra istediği gibi değerler. O eğer biraz bankacının elinde. Bir düzenleme değişiklik istiyorlar o değişikliği de Hazine ve Maliye Bakanlığı ile görüştük ama yapmak istese o değerlemeyi yapar. Ciddi finansman yapan birçok banka aslında sektör ortalamaların altında olduğunu görüyor buradaki batık kredilerin. Bu batık kredileri incelediğiniz zaman yarısından fazlasının da sektör dışı sebeplerle battığını göreceksiniz.''